Blog Arşivi

11 Ocak 2011 Salı

Uygur Dönemi Eserleri / Uygur Metinleri




Göktürk devletinin yıkılmasından sonra kurulan Uygur hanlıklarından kalma eserlerdir. Daha çok Buda ve Mani dininin esaslarını anlatan metinlerdir. Bunlar turfan yöresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Uygurların kâğıda kitap basma tekniğini bildikleri anlaşılmaktadır. Dönemden kalma birçok hikâyenin yanında "kökünç" denilen ilkel tiyatro eserleri de vardır.
Uygur Türkleri büyük Türk Hakanlığının başına geçtikten sonra, Orhun yazısını bir süre kullanmaya devam ettiler. Bu devirde dikilen bazı Uygur bengütaşlarındaki kitabeler Orhun yazısı ile yazılmıştır. Bunlardan biri "Tengride Bolmış li Etmiş Bilge Kağan" unvanı ile anılan Moyen-Çor Kağan'a aittir.
Fakat üçüncü hükümdarları Bögü Kağan zamanında "Mani" dinini alan Uygurlar, millî Orhun yazısını bırakıp Soğd dilinin (İran kökenli ve şimdi unutulmuş olan bir dil) yazısını aldılar ve geliştirdiler. Bugün, Uygur yazısı dediğimiz bu yazı, 3'ü sessiz, 15'i sesli olmak üzere 18 harften ibarettir. Sağdan sola yazılır. Yakın sesler için tek ve aynı harf kullanılır. Bu yüzden Türk dilinin musikisini verecek güçte değildir.
Uygur edebiyatının maniheizmin benimsendiği devrine "Manici edebiyat" diyoruz. Uygurlar 12. yüzyıldan itibaren Budizm'i benimsediler. Bu devirdeki Uygur edebiyatına da "Burkancı edebiyat" diyoruz. (Burkan, Uygurların Buda'ya verdikleri isimdir).
Manici ve Burkancı edebiyat, adlarından da anlaşıldığı gibi daha çok dinî nitelik taşır. Fakat dönemin Türkçesi için zengin kaynak ve örnek niteliğini de korur. Manici ve Burkancı edebiyatta hem nesir, hem nazım eserler çoktur. Dinî konuların dışında tıp, felsefe, aşk, ölüm, falcılık gibi değişik konular da işlenmiştir.
Büyük kısmı Çince ve Moğolcadan çeviri olan bu metinlerden önemli olanları şunlardır.

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın): Çinceden çevrilen Sekiz Yükmek’te Burkancılığa ait dinî-ahlâkî inanışlar ve bazı pratik bilgiler vardır. Uygurlar arasında çok yayılan bu eser; kısa cümleleriyle, içten anlatımı ve zengin söz varlığıyla dikkati çeker.
Sekiz Yükmek'in bölümleri şunlardır:
1. Köz bilig (görme)
2. Kulgak bilig (duyma)
3. Til bilig (tatma)
4. Burun bilig (koklama)
5. Etüz bilig (< et + öz bilig "dokunma")
6. Kö?ül bilig (gönül)
7. Adra-tigre bilig (akıl-ayırma bilgisi)
8. Anılık  bilig (hazine  bilgisi - dini kitaplardan bahseder)

Altun Yaruk (Altın Işık): Altun Yaruk "Altın Işık" manasına gelir. Sıngku Seli tutung tarafından Çinceden Uygurcaya çevrilmiş olan eser "tercümeden ziyade bir adaptasyondur. Burkancılığın temellerini, felsefesini ve Buda'nın menkıbelerini içerir. Eser çok sayıda hikâyeden oluşur. Bunlardan en meşhurları şunlardır:





Şehzade İle Aç Pars Hikâyesi: Bu hikâyede açlıktan ölmek üzere olan bir parsı kurtarmak isteyen fedakâr şehzade anlatılır. Parsın ölmemesi için şehzade kendisini ona yem eder. Hikâyenin sonunda Buda, şehzadenin, kendisi olduğunu ifade eder. Bu hikâye çok canlı ve akıcı bir üsluba sahiptir. Şehzadenin ölümü üzerine söylenen şiirlerde tam bir ağıt havası vardır.
Çeştani Beğ Hikâyesi: Çeştani beğ'in ülkesinde yaşayan insanlara hastalık ve belalar getiren insanlarla mücadelesini anlatır. Şeytanların tasviri son derece canlıdır.
Dantipali Beğ Hikâyesi: Kendi emrindeki geyikleri kurtarmak için kendini feda eden bir geyiği anlatır. Geyiği öldüren Dantipali Beğ'i ise korkunç alevler yutar. Hikâye, çok canlı tasvirlere sahiptir.

Irk Bitig (Fal Kitabı): Göktürk yazısıyla yazılmış bir fal kitabıdır. Her biri ayrı fal olarak yazılan 65 paragraftan oluşur. Çeşitli inanışlar ve masal unsurlarının bulunduğu kitapta günlük dile ait pek çok kelime de vardır.

Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi (İyi Düşünceli Şehzade ile Kötü Düşünceli Şehzade): Burkancılığa ait bir menkıbenin hikâyesidir. İyi düşünceli şehzadenin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerini engellemek için bir mücevheri elde etmek üzere yaptığı maceralı yolculuk anlatılır. Şehzadenin sahip olduğu mücevher kötü yürekli kardeş tarafından gözleri oyularak çalınır. Fakat sonunda adalet yerini bulur ve iyi yürekli şehzade Buda'ya dönüşür.

Uygur döneminde bu metinlerin dışında çeşitli manzum parçalar da vardır. Maniheist Uygur dönemine ait bir metinde adı geçen Arpın Çur Tigin’in bilinen ilk Türk şairi olduğu söylenebilir.

7 yorum: